GLİKOZ ŞURUBUNU NASIL TANIRIZ?

Basit ve doğal bir şeker olan glikoz yaşamımız için en önemli karbonhidratlardan biridir. Hücreler onu bir enerji kaynağı olarak kullanır. Üzüm şekeri olarak da bilinen glikozun normal tüketimde zararı yoktur. Glikoz şurubu ise mısır nişastasından elde edilmektedir. Glikoz şekerinin, dekstroz, maltoz, maltotrioz ve yüksek şekerlerin karıştırılmış halidir. 1 gramı yaklaşık 4 kkal’dir ve boş enerji kaynağıdır.

Ülkemizde glikoz şekeri üretiminde hammadde olarak mısır nişastası kullanılırken diğer ülkelerde mısır, patates, buğday nişastaları hammadde olarak kullanılabilmektedir. 

Glikoz şurubu ekonomik olduğu için gıda sanayisinde kullanımı oldukça yaygındır. Bazı firmalar glikoz şurubunu kodlarla belirterek dikkat çekmesini önlemeye çalışmaktadır. Glikoz şurubu ambalajlı ürünlerin etiketinde, içindekiler kısmında şu isimlerle karşımıza çıkabilir.

* G37 – Glikoz Şurubu (DE-37)
* G40 – Glikoz Şurubu (DE-40)
* G58 – Glikoz Şurubu (DE-60)
* G95 – Glikoz Şurubu (DE min 97)
* F85 – Fruktoz Şurubu
* M38 – Maltoz Şurubu
* M50 – Yüksek Maltoz Şurubu
* Yüksek Fruktozlu Glikoz Şurubu

Glikoz şurubu her bir ürüne farklı özellik sebebi ile eklenir. Örneğin; reçel ve marmelat gibi ürünlere kristalleşmeyi önlemek, kıvam kazandırmak; şekerlemelere renk oluşumu, tatlılık, nem dengesi için eklenir. Ekmeğin kabuk renginin oluşmasını sağlar. Keklerin tazelik süresini uzatmak, esmerleşmeyi arttırmak, yumurta akında bulunan albümin ya da jelatinin etkinliğini arttırmak için kullanılır. Kurabiye ve bisküvilerin içeriğinde şeker ve yağ yüksek, su düşük miktarda bulunmaktadır. Raf ömrünü uzatmak, gevrekliği korumak, tatlı tadını arttırmak için ürünlerin içeriğine sükroz ile birlikte glikoz-fruktoz şurubu ilave edilebilmektedir.

Bu kadar geniş bir kullanım skalası olduğu için büyük kitlelerin sağlığını tehdit etmektedir. Glikoz şurubunun molekülleri arasında kimyasal bir olmadığı için, sindirim gerekmez, böylece kana daha hızlı emilir ve kan şekeri dengesini alt üst eder.